.
Geminin yüzmesi için suya ihtiyaç vardır ama su geminin içine girerse onu batırır.
Gemi için su neyse mümin için de dünya odur.
~
Mustafa İslamoğlu
.
Geminin yüzmesi için suya ihtiyaç vardır ama su geminin içine girerse onu batırır.
Gemi için su neyse mümin için de dünya odur.
~
Mustafa İslamoğlu
.
.
Çünkü bildim mü’minin kalbinde Beytullah var
Niçin izzet etmedin ol evde ki Allah var.
Her ne var âdemde var âdemden iste hakkı sen,
Olma iblis-i şâki ademde sırrullah var.
~
Nesimi
.
Hakiki müminler, nimette boğulmaz, Mün’imi, yâni o nimeti ihsan edeni tanırlar. Esere saplanıp kalmaz, müessiri, Hâlik’ı tanırlar ve bilirler. İnanmayanlar ise, sofranın tabakları, kitabın yaprakları, yahut fabrikanın bölmeleri arasında dolaşıp duran bir böcek gibi,
bu âlem ve içindekilerden, hakiki mânâda, istifade edemez, hayatlarını zâyi eder giderler.
~
Prof.Dr. Alaaddin Başar
.
Ebu Musa El-Eş’ari’den (r.a.), Nebi (a.s.m.)’in şöyle buyurduğunu rivayet olunmuştur:
“Şu bir halis mü’min ki: Kur’an okur ve onun mektazasiyle amel eder, o, tadı güzel, kokusu güzel turunç (portakal meyvesi) gibidir.
Şu bir mü’min de Kura’an okumaz, fakat icabıyla amel eder. Bu da tadı güzel, fakat kokusu olmayan hurma gibidir. Kur’an okuyan (fakat mu’cebiyle amel etmeyen) münafığın benzeri de kokusu güzel fakat acı reyhane (otu) gibidir. Kur’an okumayan münafığın benzeri de tadı acı ve kötü, kokusu acı Ebu Cehil karpuzu gibidir.”
.
Buhari
.
Eski zaman sûfilerinden Beşşar bin Galip anlatıyor.
Vefatından sonra Rabia’yı (Sûfi v. 801) rüyada gördüm. Daha önce ona çok dua ediyordum. Dedi ki:
— Ey Beşşar, senin hediyelerin ipek mendillerle örtülü, nuranî tabaklar üstünde bize geliyor. Ben
— Nasıl olur bu? dedim. O:
— Bu hediyeler diri müminlerin duasıdır. Onlar ölülere dua ettikleri zaman, o dua nuranî tabaklar üstünde, ipek mendiller içine konulur. Sonra, hangi ölü için dua edilmişse ona getirilir ve bu falanın sana hediyesidir, denilir.
~
Suyuti (v. 1505), Kabir Alemi, çev., E. Aşıkkutlu, 2003, Kahraman Y.
.
“Ben göklere ve yere sığmam, fakat mü’min kulumun kalbine sığarım.”
~
El-Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ 2:165; İmam-ı Gazâlî, İhyâ-u Ulûmiddîn, 3:14.
.
Mü’minin imanı, mü’minin ruhunda bir cennet-i mâneviye hükmüne geçiyor;
Kâfirin küfrü, kâfirin mahiyetinde mânevî bir cehennemi ateşlendiriyor.
~
Bediüzzaman Said Nursi hz.
Sözler, 10 Söz
.
Adâvet etmek istersen, kalbindeki adâvete adâvet et, onun ref’ine çalış. Hem en ziyade sana zarar veren
nefs-i emmârene ve hevâ-i nefsine adâvet et, ıslahına çalış. O muzır nefsin hatırı için mü’minlere adâvet etme.
Eğer düşmanlık etmek istersen, kâfirler, zındıklar çoktur; onlara adâvet et.
Evet, nasıl ki muhabbet sıfatı muhabbete lâyıktır. Öyle de, adâvet hasleti, herşeyden evvel kendisi adâvete lâyıktır.
Eğer hasmını mağlûp etmek istersen, fenalığına karşı iyilikle mukabele et.
Çünkü, eğer fenalıkla mukabele edersen, husumet tezayüd eder.
Zâhiren mağlûp bile olsa, kalben kin bağlar, adâveti idame eder.
Eğer iyilikle mukabele etsen, nedâmet eder, sana dost olur.
اِذَاۤ اَنْتَ اَكْرَمْتَ الْكَرِيمَ مَلَكْتَهُ – وَاِنْ اَنْتَ اَكْرَمْتَ اللَّئِيمَ تَمَرَّدًا (İyi ve izzetli birine iyilik edersen, onu elde edersin.
Kötü birine iyilik edersen, o daha da azar.
(Bu beyit Mütenebbi’ye aittir. bk. el-Orfü’t-Tayyib fî Şerhi Dîvâni’t-Tayyib, s. 2:710.)
hükmünce, mü’minin şe’ni, kerîm olmaktır. Senin ikramınla sana musahhar olur.
Zâhiren leîm bile olsa, iman cihetinde kerîmdir. Evet, fena bir adama “İyisin, iyisin” desen iyileşmesi
ve iyi adama “Fenasın, fenasın” desen fenalaşması çok vuku bulur.
Öyle ise,
وَاِذَا مَرُّوا باِللَّغْوِ مَرُّوا كِرَامًا – وَاِنْ تَعْفُوا وَتصْفَحُوا وَتَغْفِرُوا فَاِنَّ اللهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ (“Boş sözlerle, çirkin davranışlarla karşılaştıkları zaman,
izzet ve şereflerini muhafaza ederek oradan geçip giderler.” Furkan Sûresi, 25:72.“Eğer onları affeder,
kusurlarına bakmaz ve bağışlarsanız, şüphesiz ki Allah da çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir.”
Teğabün Sûresi, 64:14.)
gibi desâtir-i kudsiye-i Kur’âniyeye kulak ver. Saadet ve selâmet ondadır.
~
(Mektubat, Yirmi İkinci Mektup)
Bediüzzaman Said Nursî hz.
يَاأَيُّهَا النَّبِيُّ حَسْبُكَ اللَّهُ وَمَنِ اتَّبَعَكَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ
Ey Peygamber! Sana ve sana tabi olan mü’minlere Allah yeter
~
Enfal 8 / 64
Recent Comments