Ah Binel Ask

Hayat, inanan ve salih ameller işleyenler dışında hiç kimsenin kazanamadığı bir oyundur. Aliya İzzetbegoviç

Sevgili kızım, Sana elveda demiyorum bilakis yarın görüşmek üzere. 22 August 2013

 

.

Sevgili kızım ve değerli öğretmenim… 

Sana elveda demiyorum bilakis yarın görüşmek üzere. Başı dik tuğyana isyan ederek yaşadın. Tüm engelleri redderek hürriyete sınırsızca aşık oldun. Bu ümmet, uygarlıkta hak ettiği yeri alabilsin diye onu yeniden diriltmek ve inşa etmek için sessizce yeni ufuklar arıyordun. Akranlarının uğraştığı işlerle meşgul olmadın. Her zaman derslerinde birinci olmana rağmen öğrenmeye olan açlığın dinmedi.  

Bu kısa hayatta sohbetine doyamadım. Vaktim mutlu olacak ve eğlenecek kadar geniş değildi. Rabiatul Adeviyye’de son kez bir araya geldiğimizde, “Sen bizimle olduğunda bile bizden ayrısın” diyerek bana olan sitemini dile getirmiştin. Ben de sana, “Bu hayat birbirimize doyacak kadar geniş değil. Birbirimize doyalım diye Allah’tan cennetinde bize bu sohbeti vernesini temenni ediyorum” demiştim.  

Sen şehit olmadan iki gün önce seni rüyamda gelinlikler içinde gördüm. Bu dünyada eşi benzeri olmayan bir güzellikteydin. Yanıma sessizce oturduğunda sana, “Bu gece senin düğün gecen mi” diye sordum. Sen de “Düğünüm akşam vakitlerinde değil öğlen olacak” demiştin. Çarşamba günü öğlen vakti şehit olduğun haberi bana ulaştığında, senin rüyamda bana ne demek istediğini anlamış oldum. Allah’tan seni şehit olarak kabul etmesini niyaz ettim. Ve şehadetin, bizim haklı olduğumuzu ve düşmnımızın batılın ta kendisi olduğu inancımızı pekiştirdi. 

Son vedanda yanında olamamam, son bir kez seni görememem, alnına son bir öpücük konduramamam ve senin cemaze namazını kıldırma şerefine nail olamamam beni derinden üzdü. Beni bunları yapmaktan alıkoyan, ölümden veya karanlık hücerelerden korku değil, uğruna canını verdiğin davayı (devrimin hedeflerine ulaşması) sürdürebilmekti.  

Zalimlere karşı başın dik (göğsünü gere gere) direnirken gaddar kurşunlar  göğsüne saplandı ve ruhun yüceldi. Ne kadar güzel bir azimin ve terbiye edilmiş bir nefsin vardı. İnanıyorum ki, sen Allah’a verdiğin söze sadakat gösterdin, Allah da sana verdiği söze… Öyle ki, şehadet şerefini bize değil de sana bahşetti. 

Son olarak, Sevgili kızım ve değerli öğretmenim… 

Sana elveda demiyorum bilakis görüşmek üzere.. Buluşmamız, yakında peygamber ve ashabıyla birlikte Havz-ı Kevser’de olacak. Sonsuz kudret ve hükümranlık sahibi Allah’a yakın, O’nun nezdinde değerli ve şerefli bir konumda. Ayrılmamak üzere, birbirimize doyma temennilerimizin gerçekleşeceği bir buluşma…

 

Kardeşim sen özgürsün أخي أنت حرٌّ 16 August 2013

Filed under: Multimedia — Ah Binel Ask @ 9:05 PM
Tags: , ,

.

Seyyid Kutup’tan Mursi’ye EHI ENTE HURRUN – Kardeşim sen özgürsün أخي أنت حرٌّ

.

Kardeşim sen parmaklıklar ardındada olsan özgürsün – Kardeşim sen pırangalara vurulsanda özgürsün

Sen ALLAH’a bağlandığın zaman – Sana Kölelerin tuzağı ne zarar verebilir ki
Kardeşim karanlığın ordularını kökten sileceksin – Ve bununla yerüzünde yeni bir fecr doğacak
Sen ruhunu bu fecrin doğuşuna teslim et – O zaman fecrin bizi uzaktan karşıladığını göreceksin
Kardeşim Muhakkak ki ellerinden kanlar akmıştır – ve zillete mahkum olmaktan yüz çevirmiştir
Muhakkak ki bir gün o şehadet aşıkları – Ebediyet kanı ile Cennete yükselecektir
Kardeşim sana ne oluyorki savaştan bıkmışsın – Omuzundan silahını atmışsın 
Söyle bana kim fedakârlık edecek ve yaraları kim saracak – Ve yeniden sancağımızı kim dalgalandıracak
Kardeşim Muhakkak ki ben bugün sarsılmaz dayanağa sahibim – Ve yerlerine dayanmış dağları,kayaları parça parça ederim
ve yarın bu silahımla bozgunculara karşı savaşacağım – Taki yeryüzünden yok edinceye kadar
Ben Rabb ve din için intikam alacağım – Yılmadan Resul ve sunnet üzerine devam edeceğim – 
Ya dünyayı kuşatacak zafer – Yada ALLAH’a sunulacak şehadet
Kesinlikle Kardeşim ben savaştan yılacak değilim – Silahıda atacak da değilim
Şayet kardeşim ben ölürsem şehidim – Sende övülmüş bir zaferle devam edersin 
Muhakkak ki ben emin bir şekilde – Yıldızların Rabbı olan ALLAH a giden yol üzerindeyim
İster beni affedin ister beni cezalandırın – Muhakkak ki ben verilen ahde eminim
Kardeşim yürü tereddüt etmeden arkana bakma – Senin yolun kanla boyanmıştır
Oraya buraya aldırış etme – ALLAH’dan başkasına boyun eğme
Kanadı kırık bir kuş değiliz ki – Bundan dolayı zelil görünüp öldürülelim 
Adım adım çarpışmaya çağıran – Kanların sesini işitiyorum
Kardeşim benim üzerime ağlarsan – Benim kabrimi o içten damlalarla ıslatırsan
Ufalanmış kemıklerden kendıne meşale oluştur , Ve ışığıyla yaklaşan zafere doğru ilerle
Kardeşim biz ölürsek sevdiklerimize kavuşacağız – Rabbımızın bahçeleri bizim için hazırlanmıştır
Muhakkak ki o Cennetin kuşları etrafımızda kanat çırpacaktır – Ebedi diyar bizim için nekadar hoştur
~
Şehid Seyyid Kutub (rh.a.)
 

Dinle sözümü sana direm… 11 August 2013

Filed under: Multimedia — Ah Binel Ask @ 5:23 PM
Tags: , , , ,

.

Tekbir – Salat-ı Ümmiye

Güfte: –
Beste: Itri

.

Dinle sözümü sana direm

Dinle sözümü sana direm: Özge edadır,
Derviş olana lazım olan aşk-ı Hüdadır,
Aşıkın nesi var ise maşuka fedadır,
Semâ sefa, cana şifa, ruha gıdadır.

Ey sofi bizim sohbetimiz cana şifadır,
Bir curamızı nuşede gör, derde devadır,
Hak ile ezel ettiğimiz ahde vefadır,
Semâ sefa, cana şifa, ruha gıdadır.

Aşk ile gelin eyleyelim zevk u safâyı, 
Göklere değin er görelim hûy ile hâyı, 
Mesiâne olup debreşelim çeng ile nâyı, 
Semâ safa, cana şifa, ruha gıdadır.

Aşk ile gelin talib-i cuyende olalım,
Zevk ile safalar sürelim zinde olalım,
Hazret-i Mevlana’ya gelin bende olalım,
Semâ sefa, cana şifa, ruha gıdadır.

Güfte: Sultan Veled
Beste: –

 

Hû Kuşu 26 May 2013

Filed under: Multimedia — Ah Binel Ask @ 9:20 PM
Tags:

.

Hu kuşu bu gece inledi durdu,
Hu diye, hu diye, hu diye, diye.
Dertli gönülleri yaktı kavurdu,
Hu diye, hu diye, hu diye, diye.

***

Bilmem ki nedendi ne idi derdi ?
Hu idi dilinin değişmez virdi,
Hu kuşu bu gece gönlüme girdi,
Hu diye, hu diye, hu diye, diye.

***

Hep onu söylemek kolay mı dile ?
Yağ gerek sultanım köhne kandile,
Hu kuşu yanarak uçtu menzile,
Hu diye, hu diye, hu diye, diye.

***

Bilmem ki nedendi ne idi derdi ?
Hu idi dilinin değişmez virdi,
Hu kuşu bu gece gönlüme girdi,
Hu diye, hu diye, hu diye, diye.

~

Mehmet Emin Ay – Hu Kuşu

 

Yanlış Bilinen ”Cihad” Kelimesinin Gerçek Anlamı 02 May 2013

.

Cihad, Allah yolundaki her türlü faaliyet ve hareketin adıdır. Hakkı üstün ve hakim kılmak için gayret sarf etmektir. Başka bir ifadeyle cihad, İslam’ın aksiyon yönüdür, onun hamle gücüdür.

“Cihad” kelimesi, Batı dillerinde genelde “kutsal savaş” (holy war) şeklinde tercüme edilmiştir.(1) Bu şekilde bir tercüme, İslamiyeti silah zoruyla yayılan bir din olarak gösterme gayretinden kaynaklanmaktadır.

Halbuki, “cihad” kelimesinin karşılığı “savaş” değildir. Allah yolunda savaşmak da bir tür cihad olmakla beraber; cihad kelimesi, Allah’ın dinini her tarafa ulaştırmak için yapılan her türlü faaliyet ve hareketi içine alır.

Müslümanlar, bu yüce gaye için cihad ederken, gayr-i müslimler ve özellikle sömürgeci ülkeler, “Kutsal olmayan savaşlar” yapmış, Asya, Afrika, Avrupa ve Amerika’yı kana bulamıştır. (2) Tarih, bunun örnekleriyle doludur. “Coğrafî keşif” adı altında Asya, Afrika ve Amerika’daki hammadde kaynaklarının keşfedilmesi ve bu verimli ülkelere seferler düzenleyip o ülke insanlarını köleleştirmeleri, bazılarının savaş felsefesini ortaya koymaktadır.

Bunlar, kendi ayıbını örtbas etmek için yoğun bir propaganda faaliyeti içindedir. Onların bu propagandalarının etkisiyle olsa gerek ki, “cihad” denildiğinde bazılarının ilk hatırına gelen, İslam’ı reddeden her kafiri boğazlamaya hazır, elinde kılıç bir “barbar Türk” veya elinde kaleşnikofu olan bir “Arap teröristi !”dir.(3)

“Cihad” konusunu bahane edip İslam’a hücum eden Batılı yazarlar, “hem suçlu hem güçlü” deyiminde ifadesini bulan bir haldedirler. Şu olay, onların durumunu net bir şekilde ortaya koyar:

Afrika’yı istila eden İngiliz askerlerinden biri, arkadaşına der: “Bunlar vahşi insanlar! Birisini öldürdüğümde beni ısırdı !”(4)

.

Kaynaklar
1-Ebu’l Ala Mevdudî, Jihad in Islam, Islamic Publications LTD, Lahor, s.1; Rudolph Peters, İslam ve Sömürgecilik, Ter. Süleyman Gündüz, Nehir Yay. İst.1989, s.29; M.J. Kister, “Land Property and Jihad” , Journal of the Economic and Social History of the Orient, Leiden, 1991, XXXIV, 276; W. Montgomery Watt, Islamic Political Thought, Edinburgh, s. 14; Ahmet Özel, İslam Hukukunda Milletlerarası Münasebetler ve Ülke Kavramı, Marifet Yay. İst. s. 64
2- Mevdudî, Jihad in Allah’s Cause, The Journal, XIV/4 December, Mekke, 1986, s.14
3- Peters, s.30
4- Muhammed Gazali, Fıkhu’s-Sîre, Daru’l-Kalem, Dımeşk, 1989, s.214

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet

 

Dinleyelim, dinlenelim… 12 February 2013

Filed under: Multimedia — Ah Binel Ask @ 12:09 PM
Tags: , ,

.

Dinleyelim, dinlenelim…

 

biraz ağlayalım, biraz tefekkür edelim… 05 February 2013

Filed under: Multimedia — Ah Binel Ask @ 8:59 PM
Tags: , ,

.

biraz ağlayalım, biraz tefekkür edelim…

 

Saçının bir teline, yedi kat göğü değişmem Yâ Resûlallah. 22 January 2013

ahbinelask.wordpress.com

.

Gubar-ı payine almam cihânı Yâ Resûlallah,
Değişmem muyine heft asumanı Yâ Resûlallah.
Duyunca makdem-i teşrifin sulb-i pakinden Âdem,
Değişti habbeye bağ-ı cinanı Yâ Resûlallah.

 ~ 

Ebubekir Kani Efendi 

.
.
Mealen; Ayağının tozuna cihânı verseler, almam Yâ Resûlallah,
 Saçının bir teline, yedi kat göğü değişmem Yâ Resûlallah.
Senin teşrifinin, ter-temiz sulbünden geleceğini duyunca Hz. Âdem,
Bir habbeye, cinânı/cennetleri değişti Yâ Resûlallah.

.

 

Eziz Dostum Menden Küsüb İncidi 15 January 2013

Filed under: Multimedia — Ah Binel Ask @ 3:59 PM
Tags: , , ,

.

Eziz dostum mennen küsüp incidi
Ayrılık yağ kimi çekti yeridi
Gezdiğin yerleri od basıp indi
O gedip galmışam hesretindeyem

 Nece nağme goşum, nece dillenim
Dost gedip özüme gelebilmirem
Ele bir ellerim yoh olup menim
Gözümün yaşını silebilmirem

Çaldığı sazını getirip mene
Görsün ki çalmakta neçe mahirem
Elinde yay kimin incelsin gine
Ziyler hep çekilin güyüldi odam

 Nece nağme goşum, nece dillenim
Dost gedip özüme gelebilmirem
Ele bir ellerim yoh olup menim
Gözümün yaşını silebilmirem

.

Söz: Tofiq Bayram

 

Ey Canane Canana 04 January 2013

Filed under: Multimedia — Ah Binel Ask @ 10:55 PM
Tags: , ,

.

EWİ KULA DILEXE EZ HER DAİM DIBEJIM
EWİ KULA DILEXE EZ HER DAİM DIBEJIM

JI EŞKA RASULEXE İRO EZ LALU GEJIM
JI EŞKA RASULEXE İRO EZ LALU GEJIM

EY CANANE CANANA EY DERMANE DERMANA
EY CANANE CANANA EY DERMANE DERMANA
BİNA TE ÇI XAŞIKE WEKKA GULA REYHANA
BİNA TE ÇI XAŞIKE MINNA GULA REYHANA

NEXEŞIM BE ŞİFAME FAKIRİM BE GUMAME
NEXEŞIM BE ŞİFAME FAKIRİM BE GUMAME

MECNUNUM LE ÇOLAME MEDET YA RA,ESULULLAH
MECNUNUM LE ÇOLAME MEDET YA RA,ESULULLAH

EY CANANE CANANA EY DERMANE DERMANA
EY CANANE CANANA EY DERMANE DERMANA
BİNA TE ÇI XAŞIKE WEKKA GULA REYHANA
BİNA TE ÇI XAŞIKE MINNA GULA REYHANA

HER ZAMANU ANUXİN KETME BER EŞU GİRİN
HER ZAMANU ANUXİN KETME BER EŞU GİRİN

DIKIM ZARUNİ KIRİN MEDET YA HABİBULLAH
DIKIM ZARUNİ KIRİN MEDET YA HABİBULLAH

EY CANANE CANANA EY DERMANE DERMANA
EY CANANE CANANA EY DERMANE DERMANA
BİNA TE ÇI XAŞIKE WEKKA GULA REYHANA
BİNA TE ÇI XAŞIKE MINNA GULA REYHANA

XESTIN AWA DILDIBAR BERBI EŞKI MUBTELA
XESTIN AWA DILDIBAR BERBI EŞKI MUBTELA

CAN FEDAYE MUSTAFA MEDET YA NEBİALLAH
CAN FEDAYE MUSTAFA MEDET YA NEBİALLAH

EY CANANE CANANA EY DERMANE DERMANA
EY CANANE CANANA EY DERMANE DERMANA
BİNA TE ÇI XAŞIKE WEKKA GULA REYHANA
BİNA TE ÇI XAŞIKE MINNA GULA REYHANA

BINATE ÇI ZEŞIKE MİNNA GULA REYHANA

 

Allah’a kul olamadım! 29 December 2012

Filed under: Multimedia — Ah Binel Ask @ 11:18 PM
Tags: , , , ,

.

Allah’a kul olamadım
.
Geldi gecti ömrüm boşa
Allah’a kul olamadım
Uydum nefse o şeytana
 Mevla’ya kul olamadım
.
Akıtmadım gözden yası
Koymadım secdeye başı
Aldattı dünya telaşı
 Allah’a kul olamadım

.
Anladım ki dünya yalan
Yoktur burda baki kalan
Bir metre bezmis lazım olan
Allah’a kul olamadım

.

Abdurrahman Önül

 

Süveyda. . . 14 December 2012

Filed under: Edebi İktibaslar,Multimedia — Ah Binel Ask @ 8:46 PM
Tags: , , ,

.

Süveyda. . .

.

Süveyda yürekte siyah bir noktadır ki, insanın tüm varlığının hakikati oradadır. Bu öyle bir özdür ki maddi ve uhrevi alemin tümünü kuşatır.

Nasıl ki bir meyvenin çekirdeğinde kendi ağacı toplu bir şekilde mevcut ise aynı şekilde bu süveyda adı verilen noktada da bütün kainat bir öz şeklinde mevcuttur. Aslında suveyda için gönül noktası dense yeridir.

Zira ilahi namenin nüshası gönüldür. Sırların taşıyıcısı gönüldür. Bu itibarla her kim ki kendi gönlüne girmiştir, su ve toprak zahmetinden kurtulup can ve gönül sohbetini bulmuştur. . .

 

Hz. Muhammed (a.s.m.) hakkında yabancı bilim ve ilim adamlarının görüşleri 10 December 2012

.

Yabancıların Dilinden Hz. Muhammed (s.a.v.) – 1

.

.

Yabancıların Dilinden Hz. Muhammed (s.a.v.) – 2

.

.

Yabancıların Dilinden Hz. Muhammed (s.a.v.) – 3

.

.

“Hiç kimse Hz. Muhammed’in prensiplerinden daha ileri bir adım atamaz. Avrupa’ya nasip olan bütün başarılara rağmen bizim bütün kanunlarımız, İslâm medeniyetine bakarak çok eksiktir. Biz Avrupa milletleri, büyük medenî imkânlarımıza rağmen, Hz. Muhammed’in son basamağına varmış olduğu merdivenin daha ilk basamağındayız.”

~

Johann Wolfgang von Goethe (Alman Şair ve Yazar)

***

Muhammed, hürmet ve saygıya fazlasıyla lâyıktır.

~

Lev Nikolayeviç Tolstoy (Büyük Rus Yazar)

* * *

“Büyük İslâm Peygamberi Yüce Yaratıcı’nın katına çıkıp onunla buluşmuştur.

Ben Mirac’a bütün kalbimle inanıyorum.”

~

Fyodor Mikhailoviç Dostoyevski (Meşhur Rus Yazar)

* * *

“Şöyle bir göz atmakla, Hz. Muhammed’in, bütün vasıflarını ve kahramanlıklarını görmek mümkündür. Bunlardan bazıları Peygamberliğinin ilk günlerinde ve bazıları da peygamberliğinden sonra olmuştur. Eşsiz mucizeleri gördüğüm zaman, O’nu rütbe bakımından insanların en büyüğü ve en yücesi olarak mütalaa ediyorum. Hatta; insanlık O’nun bir benzerini görmemiş ve görmeyecektir de…”

~

Aziz, Prof. Bosworth Smith (Mohammed and Mohammadanism, London 1874)

* * *

“İslâm medeniyetinin modern dünyaya en büyük yardımı ve hediyesi ilimdir. Fakat Avrupa’yı, yeniden hayata kavuşturan şey, yalnız ilim değildir. İslâm medeniyetinden gelen daha başka tesirler Avrupa hayatına ilk parlaklığını vermişti.
Avrupa’nın ilerleme hayatında İslâm kültürünün kati tesirini takip edemeyeceğimiz bir tek safha bulunmadığı gibi tesirin kendini bütün azametiyle hissettirdiği saha tabii ilimler ve ilim zihniyetidir.
Orta çağın ilk yarısında dünyanın hiçbir milleti insanlığın ilerlemesine müslümanlar kadar hizmet etmemiştir. 9-12 asırlar arasında felsefe, tıb, tarih, ilahiyat, astronomi ve coğrafya mevzuunda Arapça olarak yazılan eserler herhangi bir lisanla yazılanların fevkinde idi.”

~

Prof. Dr. Philip Khuri Hitti

* * *

“Bitmeyen bir hayranlık, sürekli bir saygı, Arabistan’ın bu büyük Peygamberinin hayatını ve şahsiyetini inceleyen ve nasıl öğrettiğini, nasıl yaşadığını bilen herkesin bu güçlü Peygamber için ürpertici bir saygıyla dolmaması mümkün değildir. Kitabımda söyleyeceklerimin pek çoğu, çoklarının bildiği şeyler olsa da, ben onları ne zaman yeni baştan okusam, bu Arabistanlı Muallim için hep yeni bir hayranlık, yeni bir saygı duyuyorum.”

~

Annie Besant, (Hindistan’ın Bağımsızlık Mücadelesi Liderlerinden)

(The Life and Teachings of Muhammad, Madras, 1932)

* * *

“Ben şahsen Hz. Muhammed’in hayranıyım.”

~

Sosyolog V.D.Eratsen

* * *

“Asrımızda çeşitli ilim adamlarının yaptıkları tecrübe ve araştırmalar göstermiştir ki, pişirmek kaydıyla soğan ve sarımsağın damar sertliğini mühim ölçüde azaltmaktadır. Ayrıca pirişilmiş sarımsağın kanda lipid (yağ) artmasına mani olduğu ve kan pıhtılaşma bozukluklarını da bir ölçüde engellediği, yüksek tansiyonlu kişilerde ise tansiyonun düşmesine yardımcı olduğu müşahede edilmiştir. Nitekim ondört asır önce Efendimiz’de (sav) bir hadislerinde sarımsağın pişirilerek yenilmesini tavsiye etmiştir.

Doğrusu aranırsa Hira Dağı mağarasında meleği gördüğü günden beri geçen 20 sene dünyayı değiştirmeye kafi gelmiş. Hicaz’ın kuru kumlarında yeni bir tohum filizlendirmişti; öyle bir filiz ki Arabistan’ı uyaracak, bir yandan Hindistan’a bir yandan da Bahr-i Muhite kadar uzanacaktı.”

~

Emile Dermenghem

* * *

“İnsanlığın sorunlarının üst üste yığılarak nerdeyse çözülmez hal aldığı günümüzde Hz. Muhammed’e her zamankinden daha fazla muhtaçız. Eğer O aramızda olsaydı bütün bunları oturup bir fincan kahve içme rahatlığı ile çözerdi”

~

George Bernard Shaw

(İrlandalı dramatist, sosyalist düşünür ve 20. yüzyılın önde gelen tiyatro yazarlarından)

* * *

“Tarihteki Yüz Büyük İnsan” adlı kitabıyla bütün dünyada yankılar uyandıran Amerikalı bilim adamı Prof. Michael Hart’a kitabın ilk yayınlandığı tarihten on yıl sonra, Kahire’de çağırıldığı bir ödül töreninde, El-Ahram Gazetesi muhabirlerince sorulan; “kitabınızın yayınlanmasının üzerinden 10 yıl geçti neredeyse. 100 ünlü Adam” adlı kitabınızda birinci yeri Hz. Muhammed’e (s.a.v.) ayırmıştınız, hâlâ bu görüşünüzde ısrarlı mısınız?” şeklindeki soruya şu cevabı vermişti:

“Bu ünlülerin ilk listesi. Bu sayı 200-300’e bile çıkarılsa Hz. Muhammed’in (s.a.v.) listenin başındaki yeri sabittir.

Ben ünlüleri incelerken bazı sabit kriterler ortaya koydum. Bunlardan biri de, ünlülerin insanlık tarihinde bıraktıkları geniş ve derinlemesine izlerdir. Benim, ünlülerin en ünlüsü olarak Hz. Muhammed’i (s.a.v.) tercihim ise, O’nun hem peygamberliği, hem de dinî ve dünyevî seviyede fevkâlâde başarılı olmasıdır. İnsanlık ahlâkı, felsefî ve hukukî olarak İslâm’dan daha mükemmel bir din görmemiştir. Hz. Muhammed (s.a.v.)’in vefatından sonra da İslâm, dünyanın doğusunda ve batısında yayılmaya devam etti. Dünyada hâlâ bir çok insan kalpleriyle ve akıllarıyla İslâm’a yöneliyor. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) davet ettiği din, 14 yüzyıl önce medeniyetin ve kültür merkezlerinin dışındaki bir bölgede doğmuştu. Ve zor şartlar altında yol aldı. Buna rağmen İslâm, dünyanın her yönüne yol buldu. Ve inanıyorum ki Hz. Muhammed (s.a.v.) gibi, her yönüyle mükemmel bir insan, bir daha gelmez.”

~

Prof. Dr. Michael Hart

* * *

“Kral ve vezirler gibi azamet ve debdebe perdeleriyle gizlenmiş değildi. Kendi hırkasını kendi yamalar, kendi ayakkabısını kendi tamir ederdi. Harbe gider, ashabı ile istişare eder, emirlerini onlarla beraber verirdi.

Nasıl bir insan olduğunu her yönü ile kavminin bilmesi için böyle yaptı. Ona artık, siz ne isterseniz öyle deyiniz. Dünya’da taç ve ihtişam sahibi hiçbir imparatora, yamalı bir hırka içindeki bu insan kadar hürmet ve itaat edilmemiştir. Yirmiüç yıllık dünya imtihanı, gerçek bir kahraman için lüzumlu bütün unsurları taşımaktadır.”

~

Thomas Carlyle (Meşhur İngiliz Düşünür)

***

“İslamiyetten daha eski dinler, insanların ruhları üzerindeki hakimiyetlerini günden güne kaybetmekte oldukları halde, Hz. Muhammed’in dini bütün kudret ve hakimiyetini muhafaza etmektedir.”

~

Dr. Gustave le Bon (Fransız sosyolog ve amatör fizikçi)

* * *

“Ben şunu iddia ediyorum ki, Hz. Muhammed en seçkin bir kıymettir. Yaradan’ın, böyle ikinci bir vücudu imkan sahasına getirmesi de ihtimalden uzaktır. Seninle aynı asırda bulunamadığımdan dolayı üzgünüm Ey Muhammed…”

~

Prens Otto Von Bismarck (Modern Almanya’nın ilk şansölyesi – başbakanı)

* * *

“Hz. Muhammed’in (sav) insan olması itibariyle, bütün insanlık muhakkak iftihar eder. Çünkü O Zât, ümmî olmasıyla beraber, onüç asır evvel öyle kanunlar ve esaslar getirmiş ki, biz Avrupalılar ikibin sene sonra onun kıymetine ve hakikatına yetişsek en mes’ud, en saadetli nesiller oluruz.”

~

Shebol (1927 Hukuk Kongresi Başkanı)

* * *

“Meşhur Peygamberler, fâtihler arasında târih-i hayâtı; Hz. Muhammed’in Târihi gibi, en ince teferruâtına kadar, en mevsuk sekilde kayd ve zapt olunan bir kimse gösterilemez.”

~

John Davenport (Ingiliz bilgin)

* * *

“Şişmanlık birçok hastalıkları da beraberinde getirmektedir. Son araştırmalar neticesinde şişmanlarda yüksek olan kolesterol seviyesinin damar sertliğine sebep olduğu, buna bağlı olarak da damar sertliği, yüksek tansiyon, kalb yetmezliği, böbrek ve göz hasarlarının meydana geldiği tespit edilmiştir. Dengeli beslenme mevzuunda ne kadar dikkatli olmamız gerektiğini Yüce Rehberimiz (s.a.v.) asırlarca önce şu kutlu sözleriyle belirtmişti: “Çok yemek kötü bir şeydir. İnsanoğlunun midesini iyice doldurmasından daha zararlı bir şey yoktur.”

Şayet gayenin büyüklüğü, vasıtaların küçüklüğü ve neticenin azameti insan dehasının üç ölçüsü ise, modern tarihin en büyük şahsiyetlerini bile Muhammed’le (s.a.v.) kıyaslamaya kim cesaret edebilir. O şahsiyetlerin en meşhurları ancak maddi kuvvetler kurdular. Halbuki, O (s.a.v.), orduları hukuk sistemlerini, imparatorlukları, kavimleri hanedanları ve dünyanın üçte biri üzerindeki milyonlarca insanı harekete geçirdi.”

~

Alphonse Marie Louis de Lamartine (Fransız Tarihçisi)

* * *

“İnsanlar her şeyden daha fazla Muhammed’e kulak vermelidir. Diğer bütün sözler, onun karşısında boş sözlerdir.”

~

Thomas Carlyle (Meşhur İngiliz Düşünür)

* * *
“Muhtelif devirlerde beşeriyeti idare etmek için Allah tarafından gönderildiği iddia olunan bütün münzel ve semâvi kitapları tam ve etrafiyle tetkik ettimse de, hiç birisinde bir hikmet ve isabet göremedim. Bu kanunlar, değil bir cemiyetin, bir ev halkının saadetini bile temin edecek mahiyetten pek uzaktır. Lâkin müslümanların Kur’an-ı, bu kayıttan azadedir. Ben Kur’an’ı her cihetten tetkik ettim. Her kelimesinde büyük hikmetler gördüm. Müslümanların düşmanları bu kitabın, Muhammed’in kendi eseri olduğunu iddia ediyorlarsa da, en mükemmel ve hatta en mütekâmil bir dimağda böyle harikanın zuhurunu iddia etmek hakikatlere göz kapıyarak kin ve gareze âlet olmak manasını ifade eder ki, bu da ilim ve hikmetle kaabil-i telif değildir.”

~

Prens Otto Von Bismarck (modern Almanya devletinin kurucusu)

* * *

“Ellerin et ve yağ gibi maddelerle bulaşık olması hem haşere hem de mikropların üremesi için zemin teşkil eder. Yüce Rehberimiz (a.s.m.) “ellerinde et veya yağ kokusu eseri olduğu halde yatan bir kimse bir hastalığa müptela olur veya hayvan ve haşerelerden bir zarara uğrarsa, kedisinden başkasını suçlu bulmasın” buyurmuştur. Burada haşerenin yanında hayvan tabirinin kullanılması enteresandır. Hayvan, hayat sahibi yani canlı mânâsına da gelmektedir. Dolayısıyla mikrop mefhumuna işaret edilmektedir.

Hz. Muhammed (sav) toplu halde yapılan ibadetin o muazzam gücünü, tarihte ilk temsil edip gösteren insandır. Hiç şüphe yok, ki, çok geniş mikyasta, İslâm’ın kudreti, günde beş vakit kılınan namazın kudretinden kaynaklanmaktadır.”

~

J. H. Lenison, Emotion as the basis of civilisation

* * *

“Yeni keşiflerin veyahut ilim ve irfanın yardımı ile hallolan yahut çözülmesine uğraşılan meseleler arasında bir mesele yoktur ki, İslâmiyet’in esasları ile çatışsın. Kur’an-ı Kerim ve onun öğrettikleri şeyler ile fıtri kanunlar ve fenler arasında tam bir ahenk görülmektedir.”

~

Lavazon

* * *

“Hz. Muhammed’in doğruluğu, faaliyeti, hakikati aramadaki samimiyeti, sonsuz azmi, hiçbir vakit sarsılmayan imanı, kendisini dinlemek istemeyenlere ezelî hakikati dinletmek yolundaki sebatı, bana kalırsa bunlar O’nun, o cesur ve azimkâr Peygamber’in son peygamber olduğuna en kat’i ve en emin delillerdir.”

~

Dr. Steingas

 

Ne Feryad Edersin Divane Bülbül 22 November 2012

Filed under: Multimedia — Ah Binel Ask @ 1:45 PM
Tags: , , , ,

.

Ne Feryad Edersin Divane Bülbül
Senin Bu Feryaden Gülşene Kalsın
Bu Dünyada Eremezsen Murada
Huzuru Mahşere Divana Kalsın

.

Nesin Methedeyim Bir Kaşı Kare
Şu Sineme Aştı Onulmaz Yara
Dünya Tabip Olsa Derdime Çare
Derdimin Dermanı Lokmana Kalsın

.

Bir Can İçin Geçti Canım Serinde
Vücudum Kül Oldu Aşkın Narından
Emrah Buse İster Nazlı Yarinden
 Bu Bayram Olmazsa Kurbana Kalsın

 

Benim adım aşk 03 November 2012

Filed under: Altın Nefesler,Multimedia — Ah Binel Ask @ 5:53 PM
Tags: , , ,

.

Tek Hece

.
Var mı beni içinizde tanıyan?
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim.
Kalmasa da şöhretimi duymayan,
Kimliğimi tarif etmek zor benim…

.

Bülbül benim lisanımla ötüştü,
Bir gül için can evinden tutuştu,
Yüreğime Toroslar’dan çığ düştü,
Yangınımı söndürmedi kar benim…

.

Niceler sultandı, kraldı, şahtı,
Benimle değişti talihi, bahtı,
Yerle bir eyledim tac ile tahtı,
Akıl almaz hünerlerim var benim…

.

Kamil iken cahil ettim alimi,
Vahşi iken yahşi ettim zalimi,
Yavuz iken zebun ettim Selim’i,
Her oyunu bozan gizli zor benim…

.

Yeryüzünde ben ürettim veremi,
Lokman Hekim bulamadı çaremi,
Aslı için kül eyledim Kerem’i,
İbrahim’in atıldığı kor benim…

.

Sebep bazı Leyla, bazı Şirin’di,
Hatrım için yüce dağlar delindi,
Bilek gücüm Ferhat ile bilindi,
Kuvvet benim, kudret benim, fer benim…

.

İlahimle Mevlana’yı döndürdüm,
Yunus’umla öfkeleri dindirdim,
Günahımla çok ocaklar söndürdüm,
Mevla’danım, hayır benim, şer benim…

.

Benim için yaratıldı Muhammed,
Benim için yağdırıldı o rahmet,
Evliyanın sözündeki muhabbet, 
Embiyanın yüzündeki nur benim…

.

Kimsesizim, hısmımda yok hasmım da,
Görünmezim, cismimde yok resmim de,
Dil üzmezim, tek hece var ismim de,
Barınağım gönül denen yer benim…

.

Benim adım aşk.
.
Cemal Safi

 

İmtihan ♥ 31 October 2012

Filed under: Aşk bu olsa gerek,Multimedia — Ah Binel Ask @ 1:33 PM
Tags: , ,

.

Böyle aşklar \ aşıklar gerçekten var mıdır… ♥

.

İmtihan

.

 Kim bilir belki size de nasip olur…

 

Kurban Olayım 06 October 2012

Filed under: Multimedia,Olmasaydın… Olmazdık (571-632) — Ah Binel Ask @ 10:44 PM
Tags: , , ,

.

O cihanın fahrinin sırrına kurbân olayım,
Hutbe-i levlâk inen şanına kurban olayım.
Kabı kavseyni ev ednasına kurban olayım,
Ben onun ilm ile irfanına kurban olayım,
Ben onun esrar-ı miracına kurban olayım.

 Ebubekir, Ömer, Osman, Ali dört yârıdır,
Risalet ba ının onlar gül-i gülzarıdır,
Cümle ashâbı hidayet rahının envarıdır,
Ben onun âline ashabına kurban olayım,
Ben onun ashabı ahbabına kurban olayım.

Hasan hazretlerine zehr içirdi eşkıya,
Hem Hüseyin oldu susuzluktan şehid-i kerbela,
İkisidir, asl-ı nesl-i cümle âl-i Mustafa,
Ben onun âline evladına kurban olayım,
Ben onun evladı ensabına kurban olayım.

Cümle ümmetten hayırlıdır o şahın ümmeti,
Ümmetine cümleden çok eder hak rahmeti,
Enbiya onunla buldu bunca lütfu izzeti,
Ben onun lütfuna ihsanına kurban olayım.
Ben onun enva-ı eltafına kurban olayım

Her ne denli enbiya ve mürselin kim geldiler,
Ümmeti olmayı Hak’tan temenni kıldılar.
Evliya ana Niyazi kul u kurban oldular.
Ben onun ayağının tozuna kurban olayım.
Yoluna gidenlerin izine kurban olayım.

~

Niyazi Mısri

 

Yasin Suresi’nin Fazileti ve İlgili Hadisler 24 September 2012

Filed under: Edebi İktibaslar,Multimedia — Ah Binel Ask @ 2:32 AM
Tags: , , , , ,

.

Yâsin sûresi, ilk âyetinde bulunan yâ ve sin harflerinden dolayı bu ismi almıştır.
Bununla berâber “Azime”, “Muimme”, “Müdafi’ai ka-diye” ve “Kalbu’l-Kur’an” isimleri de kullanılmıştır.
Kalbu’l-Kur’an, Kur’-an’ın kalbi,
Müdafi’a-i kadiye, sahibinden (onu okuyan ve onunla amel eden kişilerden) her türlü fenalığı def eden,
Muimme, sahibine dünya ve âhiretin hayatını kazandıran, ondan dünya ve âhiretin korkularını gideren ve

Azime ise, sahibi Allah’ın yanında şerefli olarak zikredilen demektir.
Sûre, usûl ilminin ana noktalarını, alimler arasında muteber olan meseleleri,
En güzel bir şekilde takrir ettiğinden ötürü, 
Sahih-i Buhari’de sekerat halinde olan ölüler üzerine okunsun diye varid olan emrin nedenini ortaya koyar.
.

Ebu Nasr, «Etîbane» isimli kitabında Hz. Aişe’den (r.anha) şöyle rivayet ediyor.
Buyurdular:
“Allah’ın Kitabı’nda bir sure vardır. Ona Allah katında el-azime adı verilmektedir.
Onu okuyan, Allah katında şerefli olan kişi adını almaktadır.
Onu okuyan bir kimse  Kıyamet Günü’nde Revi ve Mudar kabilelerinin fertlerinden daha fazlası

hakkında şefaat edecektir. Bu sure Yasin Suresi’dir.” 

(Bk. Ali Arslan, Büyük Kur’an Tefsiri, 13/400.)
.

Yâsin sûresi, Müslümanlar tarafından çok okunan bir sûredir.
Diğer surelere nazaran daha fazla rağbet görmektedir.
Hz. Muhammed (s.a.v)’in bu sûre hakkında söylediği ve okunmasını tavsiye ettiği çeşitli hadisler vardır.
Bu hadislerden bazıları şöyledir:
.

“Her şeyin bir kalbi vardır.
Kur’ân’ın kalbi de Yâsin’dir.
Kim Yâsin’i okursa, Allah onun okumasına, Kur’ân’ı on kere okumuş gibi sevap yazar”
.

(Tirmizî, Fedâilu’l-Kur’n, 7; Dârimî, Fedâilu’l-Kur’ân, 21)
.

“Yâsin, Kur’ân’ın kalbidir.
Allah’ı ve ahiret gününü arzu ederek Yâsin okuyan kimsenin geçmiş günahı affedilir.
Onu ölülerinize okuyunuz”
.

(Ebû Davud Cenâiz 20; İbn Mace, Cenâiz 4; İbn Hanbel, Müsned V, 26, 27)
.

“Kim geceleyin Allah rızasını gözeterek Yâsîn Sûresi’ni okursa, bağışlanır.”
.

(İbn Hibban – Câmiussağîr : 2/128)
.

Bu hadislerden anlaşıldığı gibi, Yâsin’i okuyarak sevabını ölülerin ruhuna bağışlamak caizdir.
Ancak Kur’ân’ın dirilere nâzil olduğu ve insanların, onun manasını anlayarak,
Emir ve yasaklarına uygun bir şekilde hayat sürdürmeleri için gönderildiği unutulmamalıdır.
(bk. Nureddin Turgay, Şamil İslam Ans.)
.
Yâsin sûresi, Yüce Allah’ın varlığına, üstün gücüne ve âhiret yurduna işarette bulunan
şu âyetlerle son bulmaktadır:
.

“Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerini yaratmağa kadir değil midir?
Elbette kadirdir!
O, çok bilen yaratıcıdır.
Onun işi, bir şeyi (olmasını) istedi mi, ona sadece “ol” demektir, hemen oluverir.
O, öyle yücedir ki, her şeyin hükümdarlığı O’nun elindedir.
Ve siz O’na döndürüleceksiniz.”
.

(Yasin, 36/81-83)

.

“Yasin-i şerif okuyun. Onda, on bereket vardır:

1- Aç okursa, doyar.
2- Çıplak, okursa, giyinir.
3- Bekâr okursa, evlenir.
4- Korkan okursa, emin olur.
5- Mahzun okursa, ferahlar.
6- Misafir okursa, seferde yardım görür.
7- Kayıp olan bulunur.
8- Hasta okursa, şifa bulur.
9- Ölü için okunursa, azabı hafifler,
10- Susayan okursa, suya kavuşur.”

.

Hadis-i Şerif (Deylemi)


Sorularla İslamiyet

.

İshak Danış – Yasin Suresi

.

Abdulbasit Abdussamed- Yasin Suresi

 

.

Abdurrahman Al Sudeys – Surah Yasin

.

Saad Al Gamidi – Saad Al Gamidi

.

 

Mahir el Mueaqly – Surah Yasin

(English subtitles)

 

‘Üç nokta’lar senin İçin… 17 September 2012

Filed under: Multimedia — Ah Binel Ask @ 1:10 PM
Tags:

Ramazanı özledim…

 

Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban… 23 August 2012

Filed under: Multimedia — Ah Binel Ask @ 9:10 AM
Tags: , , , , , ,

Sarı saçlarını deli gönlüme
 Bağlamışlar çözülmüyor Mihriban
 Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban

 Yar deyince kalem elden düşüyor
 Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
 Lambada titreyen alev üşüyor
 Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban

Önce naz sonra söz ve sonra hile
 Sevilen seveni düşürür dile
 Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban

Tabiplerde ilaç yoktur yarama
 Aşk deyince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
 Aşka hudut çizilmiyor Mihriban

 Boça bağlanmamış bülbül gülüne
 Kar koysam köz olur aşkın külüne
 Şaştım kara bahtın tahammülüne
 Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban

 Tarife sığmıyor aşkın anlamı
 Ancak çeken bilir bu derdi gamı
 Bir kördügüm baştan sona tamamı
Çözemedim çözülmüyor Mihriban

~

Abdurrahim Karakoç