Hakikat-i Mi’rac nedir? 25 May 2014
Hakikat-i Mi’rac nedir?
Miraç, miracımız olsun inşallah
.
“Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz o, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” (İsra suresi 17, ayet 1)
.
Miraç, miracımız olsun inşallah,
namaz ile nurlanabilenlerden olma duası ile ..
Hayırlı Kandiller
Millet aşk görsün :) 14 February 2013
.
“Say ki öldün;
Yalvardın, yakardın, sana bir gün daha verildi.
Bugünü o gün bil, öyle yaşa…”
~
İmam Gazali Hz. (rh.a.)
Kişi; Allah (c.c.), Muhammed (a.s.m.), Namaz ile güzeldir… 13 December 2012
.
Kişi sadece yüreğindeki ALLAH nidasıyla, MUHAMMED sevgisiyle ve NAMAZ’ ı ile güzeldir.
~
Kâhraman Araz
Kulluk borcu… 06 November 2012
.
“Allah’a bir can borcum var diyenler, namaz oruç gibi kulluk borçlarını hangi ara ödediler acep…”
~
Bekir Develi
Yaşadığın hayatın neresinde hayır arıyorsun..? 05 November 2012
“Allah’tan korkuyor musun? Evet…
Namaz kılıyor musun? Hayır…
Peki yaşadığın hayatın neresinde hayır arıyorsun..?”
~
Hz. Ömer (r.a)
Sizce Allah nezdinde en kutsal aile hangisidir? 03 November 2012
.
Sizce Allah nezdinde en kutsal aile hangisidir?
.
Şimdi aklınıza Efendimizin (s.a.v) ailesi ya da sahabiler gelmiştir.
Doğru bana da sorulsa böyle bir soru, ben de ilk olarak Efendimizin (s.a.v) o mübarek ailesi derim; ama bu,
O aileden de üstün, öyle ki Efendimizin (s.a.v) bile Gözümün Nuru dediği bir aile. . .
Söylüyorum NAMAZ.
.
Nasıl mı?
.
İşte: Sünnet: Anne gibidir, tatlıdır, güzeldir. Efendimizin (s.a.v) o sünneti olmadan olur mu?
Farz: Babadır, kesindir, evin direğidir, olmazsa olmazımız. Farzsız namaz olur mu hiç?
Son sünnet: Evin en küçük çocuğu, tatlısı. Son sünnet 2 rekat, küçük, ufak tefek….
Vacip: Baba yarısıdır. Farz gibi kesin değil; ama olması yapılması kuvvetli olarak emredilmiştir.
Nâfile: Bu da misafirimiz. Evimiz misafirsiz olur mu? Hiç eve gelen misafiri geri çevirmek olur mu?
Ailemizle ölene dek hep bir arada olmak duasıyla inşaallah…
~
Cansu Değirmen
Bir namazlık saltanatın olacak…
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
~
Cahit Sıtkı Tarancı
Allah beni beğeniyor mu? 27 October 2012
.
Hakikat-i ihlas, her türlü işimizi Allah için yapmaktır. Asma diyemez ki, bu üzümler benim. Tavuk diyemez ki, bu yumurtalar benim. İnsan diyemez ki, bu akıl benim. Zengin diyemez ki, bu mallar benim. Alim diyemez ki, bu ilimler benim. Müslüman “ben” kelimesini ortadan kaldıracak. Ben yok, ya biz diyecek yahut Allah diyecek.
Necip Fazıl, “Suç bende, aşılmaz duvar bendedir” diyor. Bediüzzaman “Ben kendimi beğenmediğim gibi beni beğenenleri de beğenmiyorum.” diyor.
İnsanların hepsinde kendini beğendirmek duygusu vardır. Bunun için güzel giyinirler, güzel konuşurlar, evlerini eşyalarını en mükemmel şekilde yaparlar. Neden? Kendilerini beğendirmek için. Aslında Müslüman’ın şerefi, şahsi faziletinden olmalı. Fakat şimdi o gitti, Müslümanlar da faziletlerini eşyadan almaya başladılar.
Bu hal israfı getirdi, Allah rızasını unutturdu.
Şöyle bir kıssa anlatırlar: Mahkeme-i Kübra’da Allah soracak, “Benim için ne yaptın ey kulum?”
Kul diyecek ki:
“Namaz kıldım.” “Dindar desinler diye namaz kıldın!”
“Oruç tuttum.” “Zayıflamak için tuttun.”
“Zekat verdim.” “Cömert desinler diye verdin.”
“Kurban kestim” “Zengin desinler diye kestin!”
Desinler diye yapılan amellerin sevabı yok.
Mahşerde Mahkeme-i Kübra’da dünyada yaptığımız işlerin ne için yapıldığı sorulacak: Allah için ne yaptın?
Yirmi yaşımdayken İstanbul’a geldim. Arkadaşlar, çevrem beni beğensinler isterken, herkes bana kulp takıyordu.
Çok üzülüyordum. Tabii genç bir insanım. “Böyle de hayat olmaz ki!” diyordum. Ben bir şey bulmalıyım. O prensiplere uymalıyım. İnsanlara önem vermemeliyim. O formülü buldum: İslamiyet!.. Ondan sonra kendimi sadece ve sadece Allah’a beğendirmeye çalıştım. Çok acayip bir durum oldu: Kendimi Allah’a beğendirmeye çalışınca insanlar
da beni beğendi. Tabii bana gülenler olmuştur amma onlara da hiç önem vermedim.
İş hayatımda olsun, evlilik hayatımda olsun bir problem olduğunda ‘Acaba nasıl davranırsam Allah beni beğenir?’ düşüncesiyle hareket etmeye çalıştım. Haklı da olsam, kabahati hep kendimden bildim. O zaman hem ben rahatladım hem çevremdekiler rahatladı. Beraber çalıştığım arkadaşlara, (bu kişilerin hepsi benden yaş olarak küçük)
“Ne iş verirseniz yaparım, her türlü çalışmaya hazırım.” diyorum. Oğlum veya kızım bir işte fikirlerini söylerse,
o fikre itiraz etmem, Allah’ın hoşuna gitmeyecek bir şey değilse, İslamiyet’e aykırı bir noktası yoksa tamam derim,
söylediklerine razı olurum.
İnsanın insana üstünlüğü yoktur. İnsanları üstün kılan prensipleridir. Üstat bunu şöyle özetliyor: “Allah için işleyiniz. Allah için çalışınız. Allah için görüşünüz. Onun rızası dairesinde hareket ediniz.”
İşte özet bu.
Allah beni beğeniyor mu? Hz. Ömer buyurmuş ki: “Deseler ki bir kişi cennete gidecek, acaba o ben miyim diye ümitlenirim. Yine deseler ki bir kişi cehenneme gidecek, acaba o ben miyim diye korkuya kapılırım.”
Günahlarımıza tövbe edeceğiz, ibadetlerimize devam edeceğiz ancak ibadetlerimize değil, Allah’ın rahmetine güveneceğiz…
~
Hekimoğlu İsmail
Sevgilidir namaz sana… 22 September 2012
Can tenden gittikten sonra, ten toprak olduktan sonra,
hesap günün kırılgan bekleyişinde,
kabrin karanlığında yoldaştır, yârendir, sevgilidir namaz sana.
~
Senai Demirci
Sana geldim ey namaz! 18 September 2012
Sana geldim ey namaz
yüzüm tutmuyor seni terki dile getirmeye
seccede yüzüm olurmusun ey namaz
bak, beden kirinden arınmış
bükülmez denilen bel rükü naralarında
seni terk eden halim yine senin haline bürünmüş
edebine boyarmısın beni ey namaz
sabahım olurmusun
her tekbir bir tövbe misali
girizgaha niyet misali cennete hazırlığım olurmusun
Sana geldim ey namaz
yüzüm tutmuyor nefsi sana tercih ettiğimi soylemeye
beni günahıma tercih edermisin ey namaz
günün bölünmüşlüğünde seni düşünmedim
dünya ile hal olup keyfin haline girdim
gün ortasında beni toplayan hal olurmusun
günün gelişmesinde sükunete gelişim olurmusun ey namaz
Sana geldim ey namaz
yüzüm tutmuyor hadisi unuttum demeye
“kim sabah ve ikindi namazını kılarsa cennete girer”
dilim varmıyor seni kazalarda terk ettim demeye
Sana geldim ey namaz nefsi kazalarıma
yaramı sarar yardımım olurmusun
bak, toprağa gelmeye dizlerim secdende
dilim varmıyor kibrimi soylemeye
kibrimi yakan kibritim olurmusun
her yanış bir yıkanış misali
cennete hazırlığım olurmusun ey namaz
ışığına yandığım güneş gitmek üzere
yıldızlar keşfe çıkacakmış sanki
aldandım güneşlerin ışığına yıldızların nazına
akşamları karanlığıma nur olurmusun ey namaz
sustu alem, bir ezan gökkubbede
kıyamet mi kopacak koşturmada bedenler
farzına yetişeceğim en güzel telaşım olurmusun
Sana geldim ey namaz
akşamıma nur olurmusun
ayın her hali seni anlatır
etrafında yıldızlar saf tutmakta
aşıklar seni seyre dalmakta
bedenler kıyamda ruhlar gökkubbede sohbette
rahman ve rahime götürenim olurmusun ey namaz
Sana geldim geldim ey namaz
beş vakitte birliğimi O’na götürürmüsün…
~
Senai Demirci
Namaza dururken 10 September 2012
.
Hulusi Ağabey namaza dururken namazın bilinen niyetinden başka şöyle özel bir
niyet etmeyi de tavsiye eder: “Namaza dururken şunu düşününüz ve ‘Ya Rab! Namaz
mü’minin miracıdır. Bende huzurunuza çıkacak ve sizinle, sizin kelamınızla konuşacak
bir iktidar yok. Amma aciz ve biçare abdin olarak ve fermanına uyarak taklidi bir tarzda namaz
borcumu ifa için huzurunuza çıktım. Bana af ile lütuf ile muamele buyur. Başta Habibin (a.s.m.)
olarak, makbul kullarının namazı gibi benim de âcizane namazımı, niyazımı, evradımı,
ezkarımı kabul buyur. Bana daima fütursuz şevk ihsan buyur’ tarzında temennide bulununuz.”
~
(İhsan Atasoy’un sayfasıdan alıntıdır)
İnsanlara “Namaz’ı” anlatın… 05 September 2012
.
“İnsanlara “Namaz”ı anlatın.
Anlamasalarda anlatın, dinlemeselerde anlatın, yine anlatın, yine anlatın.
Belki ikna olurlar ve yeniden “Aşık” olurlar…”
~
Kahraman Araz
Hayat Namazı… 04 September 2012
Hayat Namazı…
Namazın/salatın kaç vakit olduğu önemli bir konudur, ama en az onun kadar önemli bir konu da “hayat namazı/salatı”dır. Çünkü hayat namazı bizim kıldığımız mekanik namazdan daha köklü daha genel bir kavramdır.“hayat namazı/salatı” beş vakitten ibaret değildir; O, bir ömrün bütün vakitlerinde üzerimize farzdır.
“Şu bir gerçek ki, Allah ve melekleri, o Peygamber’e salat ederler.(destek verirler/onun şanını yüceltirler.) Ey inananlar! Siz de ona salat edin(destek olun/onun şanını yüceltin) ve ona içtenlikle selam verin.” (Ahzab, 33/56)
Allah, namaz kılmadığına göre salat sözcüğünü nasıl anlamalıyız. Salat/namaz, destek manasındadır. Allah ve melekleri peygamberi desteklemektedir. Bir ayette bu durum şu şekilde ifade edilmektedir:
“..O (Allah) ki, yardımıyle seni ve mü’minleri destekledi.” (Enfal, 8/62)
ve Allah, biz müminlerin de Peygambere (a.s.m) destek vermemizi emretmektedir.
Bugün peygamber aramızda olmadığına göre, Kur’an ayetlerinin de her çağdaki ve her iklimdeki(yerdeki) insanlara hitap ettiğine göre bu ayetlerden nasıl bir hikmet çıkaracağız. Yani peygambere (a.s.m) nasıl destek çıkacağız?
Nur suresi 41. ayette
“…her biri cidden salâtını ve tesbihini bilmiş…” (Nur, 24/41)
diyerek, bütün kainatın Halık-ı Zülcelali tesbih ettiğini ve o Halık-ı Zülcelal’in fıtratlarına/yaratılışlarına uygun olarak yüklediği programa göre hareket ettiğini görmekteyiz. Güneş hiçbir zaman doğmamazlık etmez, ağaç hiçbir zaman meyve vermemezlik etmez, keza emrimize verilen bütün canlı ve cansız varlıklar müthiş bir denge içinde, bir makinanın dişlileri gibi çalışır. Hakikatten her biri kendi tesbihini ve salatını bilmiştir.
Bizim de namaz/salat/tesbihimiz H.z Peygamber (a.s.m) gibi “İkra” (oku) emriyle başlayıp “Müzzemmil” suresiyle yüklenip(hazır hale gelip) “Müddessir” suresiyle uyarma/tebliğ etme misyonunu yerine getirerek, ona salat ve selam etmektir/onu desteklemektir. Çünkü Muhammed Nebi (a.s.m.) bizim için peygamberlik gül bahçesinin en nadide çiçeğidir. Diğer resullerden (elçi) sonra başka resuller gelmiş ve böylece risalet ve nübüvvet devam etmiştir. Ey Sevgili’den sonra başka peygamber gelemeyeceği için nübüvvet(peygamberlik) bitmiş, ama risalet devam etmiş/etmektedir. Muhammed Nebi’nin misyonunu gerçekten taşıyarak ona ve getirdiği davaya destek olmalıyız. İşte bizim “hayat namazı/salatı” dediğimiz şey bu hakikatin ta kendisidir. “Hayat hayat/salatı” tam olarak anlaşıldığında neden tesbihin de, dua nın da namaz/salat olduğu ortaya çıkacaktır. “Hayat namazı/salatı”öyle bir namaz/sallattır ki, üç ya da beş vakitten ibaret değil; bir ömrün bütün vakitlerinde üzerimize farzdır.
Bizleri yaratan Alemlerin Rabb`ine hamdolsun…
~
Muhittin Bozkurt
Recent Comments